Advert
Advert

ABDULLAH AĞABEY VEFAT ETTİ

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebesi Abdullah Yeğin ağabey Hakkın rahmetine kavuştu.

ABDULLAH AĞABEY VEFAT ETTİ
Bu içerik 1952 kez okundu.
Advert

Bir süredir tedavi gören Yeğin ağabey, düzelme yoluna girmiş ancak bayramla birlikte tekrar hastaneye yatırılmıştı.

Cenaze namazı Cuma (Bugün) ikindi namazına müteakip Fatih camiinde Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez tarafından kıldırılacak ve Eyüp Sultan kabristanına defnedilecek.

 

Abdullah Yeğin Kimdir ?
 
Abdullah Yeğin, 1924 yılında Kastamonu’ya bağlı Araç ilçesinin Kıyan köyünde dünyaya geldi. Öğretmen bir babanın oğlu olup Süleyman ve Ayşe çiftinin oğludur. Ailesi asırlar öncesinden Bağdat taraflarından göç edip Kastamonu’ya gelmiş ve Araç ilçesinin Kıyan köyüne yerleşmişlerdir. 
 
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur’u tanıdıktan sonra ömrünü iman hizmetinde geçiren simalardan biridir. Dindar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Henüz orta okul öğrencisi iken Risale-i Nur’u tanımış ve arkadaşlarıyla birlikte sordukları soru, Risale-i Nur’un bir konusu olarak kayda geçmiştir.
 
Abdullah Yeğin ile birlikte Bediüzzaman’ı ziyaret eden gençler, “Muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyor. Bize Halıkımızı tanıttır” isteği üzerine, kendilerine geniş bir izahat yapıldığı gibi, soruları ve verilen cevap Risale-i Nur’un da bir konusu olarak kayda geçti.
 

 
Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret eden Abdullah, önce öğretmeni tarafından azarlandı. Hakkında soruşturma yapıldı ve disiplin kuruluna verildi. Sorguya çekilerek ziyaret sebebi soruldu. O da dinini öğrenmek için gittiğini söyledi. Disiplin kurulu tarafından bir hafta okuldan uzaklaştırma cezası verildi.
 
Bediüzzaman Said Nursi tarafından Urfa’da hizmet etmek üzere görevlendirilmiş, bundan sonra askerlik hizmeti hariç buradan hiç ayrılmamıştır. Ancak, Bediüzzaman’ın vefatından sonra Urfa’da kalmasına izin verilmemiştir. 23 Mart 1960 tarihinden sonra ülkemizin değişik beldelerinde iman hizmetini devam ettirmiştir.
 
KENDİ ANLATIŞIYLA URFA HATIRALARINDAN BİRİ

“Ur­fa’da ders­ha­ne­de ka­lı­yor­dum; dört se­ne ka­dar ol­muş, ay­rı­la­ma­mış­tım. Üs­tad’a bir mek­tup gel­miş; ya be­nim ağa­be­yim yaz­mış o mek­tu­bu ve­ya an­nem bi­ri­ne yaz­dır­mış... An­nem mek­tup­ta de­miş ki: ‘Ben has­ta­yım, eğer bir-iki ay izin alıp gel­mez­se ben hak­kı­mı he­lâl et­miyo­rum!’

“Üs­tad’a böy­le bir mek­tup gel­miş. Be­nim ha­be­rim yok... Mek­tu­bu Üs­tad’a oku­muş­lar. Gü­ya Üs­tad de­miş: ‘Bir-iki ay izin yok, bir-iki gün var.’ Bu­nu da söy­le­yen Ze­ke­ri­ya Ki­tap­çı, şim­di Kon­ya’da pro­fe­sör... O ba­na iki sa­tır mek­tup yaz­mış: ‘Üs­tad’ımı­za böy­le bir mek­tup gel­di, an­nen has­tay­mış, Üs­tad bir-iki gün izin ver­di’ di­ye…

“Ben Ze­ke­ri­ya’nın mek­tu­bu­nu alın­ca, ‘Epey­dir Üs­tad’a gi­de­me­miş­tim, bir-iki gün izin­le Üs­tad’a da uğ­ra­rım’ di­ye doğ­ru Is­par­ta’ya git­tim. Üs­tad Emir­dağ’a git­miş, ben de Emir­dağ’a geç­tim. Tren­le gi­der­ken Nu­ri is­min­de Hay­ma­na­lı bi­ri­ne rast­la­dım. O da Üs­tad’a gi­di­yor­muş. Ta­nış­tık, Üs­tad’a be­ra­ber git­tik. İki­miz oda­ya ay­nı an­da be­ra­ber gir­dik. Üs­tad be­nim­le hiç ko­nuş­mu­yor, Nu­ri’yle ko­nu­şu­yor­du hep.

“Ney­se onu gön­der­di, ba­na, ‘Sen ni­ye gel­din?’ de­di. Ben de de­dim: ‘An­nem­den böy­le bir mek­tup gel­miş, siz de­miş­si­niz ki: Bir-iki ay izin yok, bir-iki gün var.’ Üs­tad, ‘Be­nim ha­be­rim yok!’ de­di. Ora­da Cey­lan Ağa­bey var­dı. ‘Efen­dim! Bu, Ze­ke­ri­ya’nın dol­mu­şu­na bin­miş…’ de­di. (Ab­dul­lah Ye­ğin Ağa­bey bun­la­rı an­la­tırk­en bir ta­raf­tan ken­di­si gü­lü­yor, bi­zi de gül­dü­rü­yordu.) ‘Pe­ki, bu­gün bu­ra­da kal’ de­di.

“Üs­tad er­te­si gün, ‘Ora­sı yal­nız ol­maz, ge­ri­ye dön. Sen mek­tup yaz­mı­yor­sun, sı­la-i rahim mek­tup­la da olur, sı­la-i ra­him yap­mı­yor­sun. Se­nin ora­yı terk et­men ol­maz, eğer se­ni gör­mek is­te­yen var­sa on­lar gel­sin’ de­di. Mü­sa­a­de et­me­di, ya­ni be­ni tek­rar Ur­fa’ya gön­der­di. O za­man ders­ha­ne­de Ab­dül­ka­dir Ba­dıl­lı yal­nız kal­mış­tı.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
ŞANLIURFALI DART SPORCULARININ HEDEFİ AVRUPA ŞAMPİYONLUĞU
ŞANLIURFALI DART SPORCULARININ HEDEFİ AVRUPA ŞAMPİYONLUĞU
Şanlıurfa’da UMKE ATAK Etkin Rol Alacak.
Şanlıurfa’da UMKE ATAK Etkin Rol Alacak.